Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey(ler) Var (4)

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde iki başbakan, ülkelerini ilgilendiren meseleleri konuşurken sinirden kıpkırmızı olmuş bir adam hışımla konuştukları odaya girer. Masaya yumruğunu vura vura bir konudan şikayet ederken, ev sahibi devlet adamı, içeri giren bu kişiye müdahale eder ve şöyle der: ‘’Peter, 6 numaralı kuralı hatırla’’. Peter anında sakinleşir, özür diler ve odadan çıkar. İki başbakan görüştükleri konuya geri dönerler. Fakat 20 dakika kadar sonra, bu sefer odaya benzer bir ruh halinde bir kadın girer. Sinir nöbeti geçiren bu kadın da aynı cümleyle karşılanır: ‘’Marie, lütfen 6 numaralı kuralı hatırla’’. Ortalık tekrar süt liman olur, Marie de aynı Peter gibi özür diler ve sükunet içinde odadan çıkar. Aynı senaryo bir üçüncü kere daha tekrarlanınca, misafir başbakan, mevkidaşına şu soruyu sorar: ‘’Değerli dostum, hayatta çok şey gördüm, ama böylesini görmedim. Şu 6 numaralı kuralın sırrı nedir?’’. 

‘’Kendini çok ciddiye almayacaksın. 6 numaralı kural budur.’’ 

Ev sahibi başbakan ‘’Çok basit’’ der, ‘’Kendini çok ciddiye almayacaksın. 6 numaralı kural budur.’’ Misafir başbakan ‘’epey esaslı bir kuralmış’’ der ve sorar ‘’Diğer kurallar nedir peki?’’. Cevap gelmekte gecikmez: ‘’Başka kural yok !!’’. 

Aşağıdaki linkte, bu hikayeyi öğrendiğim olan Benjamin Zander’den İngilizce olarak dinleyebilirsiniz. 

Peki Benjamin Zander kimdir? 

10 milyondan fazla kez görüntülenmiş olan TED konuşmasının linkini de aşağıda bulabilirsiniz. 

Benjamin Zander 6 numaralı kuraldan, benim şimdiye kadar okuduğum en iyi liderlik ve kişisel gelişim kitaplarından biri olan ve Rosamund Stone Zander ile beraber yazdıkları ‘’Art of Possibility’’ adlı kitapta bahseder. Benjamin Zander’in bu kitaptaki kavramları anlattığı videolar ve yazılara basit bir internet araması ile ulaşabilirsiniz. 

Bu kuraldan benim anladığım sadece ‘’dünyanın kendi çevremizde döndüğünü zannetmememiz gerektiği’’ değil. Bunun yanında bir de ‘’mizahın ve olaylara mizahi açıdan bakmanın bizleri birleştirme ve benmerkezcilikten kurtulmanın yolu’’ olduğunu anlıyorum ben bu kuraldan. Aslında başka kural olmaması ve buna rağmen 6 numaralı kural olarak geçmesi de bu mizahın izdüşümü. 

Birçok üst düzey yönetici inanılmaz bir ego ile hareket ettikleri halde kendilerini çok ciddiye almadıklarını, her başarının takım işi olduğunu, bencilce hareket etmediklerini düşünüp savunacaklardır. ‘’Tabii ki kendini çok ciddiye almayacaksın’’ diyeceklerdir. Fakat gündelik iş hayatlarına mizahı, kahkahayı hatta kendileriyle alay etmeyi de eklemeden Kural 6’yı hatırlamış sayılmazlar kanımca. 

Benjamin Zander diyor ki: 

‘’Bir yönetici fikr-i sabit, yetki, kibir, şişirilmiş ego gibi katmanlardan kendini arındırdığında etrafındaki herkes anında buna olumlu tepki verir. Bu kişinin 6 numaralı kuralı uygulaması diğerlerinin de takip etmesini sağlayacaktır….ve organizasyonu çatışma evreninden işbirliği evrenine taşıyacaktır’’ 

Kısacası kurumsal yaşamdaki 9. Senemde aldığım ders şu olmuştur: 

‘’Kendini fazla ciddiye almadan mizaha iş hayatında yer vermek, işinizi ciddiye almadığınız anlamına gelmez. Tam tersine verimli bir işbirliği atmosferi yaratılır’’ 

Bir sonraki makale: 19 numaralı ders: ‘’’Asıl ustalık, her daim acemi kalmayı bilmektir’’